4 Şubat 2012 Cumartesi

Artist

            Soğuk günlerden sonra sıcak bir merhaba...Güzel İstanbul'um karla bembeyaz oldu da her şey durdu.Meğer iliklerime kadar üşümeyi, kar tanelerinin etrafımda dönmesini özlemişim.İş yerimin olduğu yer adeta Uludağ'ı anımsattı bize, trafik felç oldu.Çalışmalar yetersiz kaldı.Şişli Belediyesini tebrik ediyorum sabahın köründe bile tuzlama çalışmalarını gördüm.Bizim semtte hayat çok güzel devam etti yani:))
             Şimdi kar gitti griliğe döndük.Geri gel kar biraz temizlenelim:))
             Her pazar yazdığım sinema yazısını büyük bir heyecanla bugün yazmak istedim.İzlediğim muhteşem bir filmi sıcağı sıcağına paylaşmanın hevesi var içimde...Atlamamamız gereken bir güzellik.'Artist ( The Artist ) '


             

              En son yazımda bir Fransız filmi yazmıştım hemen ardından yeni bir Fransız filminin olması tesadüf oldu.İzleyince içimden 'Keşke böyle bir film daha önce çekilseydi.'dedim.
              Gelelim filme ; Michel Hazanavicius 'un yönetmenliğini yaptığı filmde Jean Dujardin ve Bérénice Bejo başrollerde.1927'ler sessiz sinema dönemi...George Valentin ( Jean Dujardin) ise sessiz sinema döneminin en popüler oyuncusu...Peppy Miller (Bérénice Bejo) ise figüran... Sessiz sinema yerini sesin kullanılmaya başlanmasına bırakınca George Valentin'in popülerliği de yerini Peppy Miller'a bırakır.George gururlu davranır ve hayatının akışı tersine döner.George düşerken Peppy yükselir.
                Konuyu çok fazla anlatmak istemiyorum.Bildik bir hikaye o kadar eğlenceli ve farklı anlatılmış ki..Film en sonuna kadar sessiz sadece aralarda bir kaç cümle okuyorsunuz.Bu tarafıyla da sessiz sinemaya siyah beyaza, bir  saygı duruşu.Sahneler çok güzel kurgulanmış.Çok güzel atıfta bulunulmuş o döneme.Filmin en sonunda da beklentimi karşılayıp sürprizlerini yaptılar:)
                Filmi izledikten sonra sessiz bir filmin altından ancak iyi bir oyunculuk kalkabilirdi diye düşündüm.Jean Dujardin ve Bérénice Bejo çok güzel bir ikili olmuş , çok güzel paslaşmışlar.Dujardin ve Bejo dışında kimseyi yakıştıramazdım bu filme.Asil duruşları ve karizmaları o döneme ait bir iz.
                 Jean Dujardin'e gelince hani filmin en başından en sonuna bu kadar mı izlettirebilir bir oyuncu kendini.Dujardin'e bu rolü Cannes film festivalinde 'En iyi erkek oyuncu' ödülünü kazandırdı.Bence Oscar'ın da en kuvvetli adayı.Oscar'ı alacağını düşünüyorum.(Dujardin'in karizması ve yakışıklılığını da atlamayacağım:))
                  Jean Dujardin'in filmde ki Clark Gable Ayhan Işık arası bıyıklı  hali de ,Bejo 'nun saçları da o döneme vurgu yapmış:))
                   Film de etkilendiğim bana göre en güzel noktayı da söylemeden edemeyeceğim.George Valentin
Peppy'e 'Aktrist olmak istiyorsan başkalarında olmayan bir şey olmalı sende' der ve dudağına kalemle bir ben yapar.Bir adamın bir kadına bakışı ,keşfedişi ve sanatçının farklılığına yapılan bu vurgu çok hoşuma gitti.
                   Günümüze yorumlamak gerekirse bence bu cümle medyatik ve sanatçı arasında ki farkın da altını çiziyor:))
                    Bu filmi düşünüp hayata geçirenlerin ellerine sağlık.Şimdiden iyi seyirler.Vanilya ve tarçın kokusuyla...

                                                                                                Miss Pure Tarçın
                 
                 
               
                                                               

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder