29 Haziran 2011 Çarşamba

Ege'de James Blunt Esintisi vardı..

Konser afişlerini gördüğüm anda mutlucuk perisine döndüğüm insan..
İyi ki geldin,
Geldin de o sımsıcak sesinle anılarıma güzelliklerini ekledin..

Çeşme sezonun açılması sonrası hafta sonu İzmir merkezde konser organizasyonu yapılabilmesini hala anlamış değilim,
Bir çok insanın James Blunt konseri varken Çeşme'yı tercih etmesini anlamak ise zaten mümkün değil..
Gerçi henüz yaz tamamen gelmemiş, hava katlanılamayacak kadar sıcak olmamışken
Alaçatı'da haftasonu keyfi yapmak tabi ki paha biçilmez,
Ama bir Ege'li olarak Alaçatı yaz kış keyifli benim için..
James Blunt'un o sımsıcak sesiyle geçirilebilecek bir kaç saat ise belki de ömrümde bir kez yaşayabileceğim bir an..
İşte o an, artık anılarımda benim..

Benim için en özel şarkısı tabi ki "Goodbye My Lover"dı..
İşte size o parça, en canlısından:),


Bir diğer unutulmaz canlı performans ise "Same Mistake" idi..
"Bana neden ver; ama seçenek sunma,
Çünkü aynı hataları tekrar yapacağım.."
Sözcüklerini anlamını tek tek vurgulayarak çığlık çığlığa eşlik ettiğimi söylemeliyim:)

You're beautiful, I'll be your man, where is my mind, cry... hepsi, hepsi harikaydı..

Vee, konserin asıl süprizi,
James Blunt aramıza karışıp ellerimizden oluşan denizin üzerinde yüzmesiydi..
Beklenmedik bir anda sahneden indi ve işte dokunma mesafesinde..
Tanrım:)

Ege'de James Blunt Esintisi vardı;
23:45'de sahneden inen ve alkışlanmadığı için bir kez daha sahneye dönmeyen:( James Blunt'u anılarımda ve hatıralarımda yer edindiği için sevgiyle selamlar,

Alkışlarıyla James Blunt'u sahneye tekrar çağırmayan İzmir'lilere, siz müzikten ne anlarsınız diye haykırır,

Bana bu keyfi sahne önünden yaşatan Sevgili Bay C.'ye teşekkürü borç bilirim.

Ege'de James Blunt Esiniti vardı;
Ve Clementine "Ölmeden önce yapılması gerekenler" listesinden bir satırı daha yapılmışlar listesine ekledi..

Sevgiler,

Miss Pure Vanilla

26 Haziran 2011 Pazar

Pratik Limonata


Yaz günlerinin favori içeceğidir Limonata,
Soğuk soğuk içini serinletir insanın..
Hele Ege sıcağında, daha bir keyif verir..
Gerçi Alaçatı'da Mojito olarak tüketilmesi tercih sebebidir ama;
Evde bir pazar keyfi yaparken,
Mevcut malzemeleri de göz önünde bulundurarak:)
En pratik olanından Limonata ile serinlenir..

Aslında Teyze Z. limonu kaynatıp sonra soğutarak yapardı Limonatayı ama,
Daha fazla ertelemek istemediğim bir film keyfine hazırlandığım için
En kısa yoldan Limonatama kavuşmak istedim,
İşte tarifi;

3 limon,
4-5 buz
6-7 yaprak nane
3 tatlı kaşığı toz şeker (mümkünse esmer şeker)
Su

Limonları sıkıyoruz, içine şekeri ekleyip şekerler eriyene kadar hızlı hızlı karıştırıyoruz, üstüne nane, buz ve suyu ekleyip serinliğin tadına varıyoruz..

PS: Ben limon tadını sevdiğim için 3 limonun suyuyla yapıyorum, tercihe göre 2 limonla da yapılabilir..
Yine ben taze taze tüketmeyi sevdiğim için bardakla yapıyorum, tercihe göre malzemeler oranlı şekilde arttırılarak sürahi ile de yapılabilir.. Sürahi ile yaptığımda içine mutlaka soda koyuyorum ve sürahinin içini çatalla deldiğim eriklerden atıyorum..

Mutfağınızdan tarçın, ruhunuzdan vanilya kokusu eksik olmasın..

Miss Pure Vanilla

Mini damacana :)

Bir yengeç kadını olarak;
Evim dünyamdır benim,
Öyle her gece barda, ruhum hovardaaa olayları
Gençlik zamanlarımdan kalma güzel anılar olsa da,
Çoğu zaman evimin o güzel huzurlu ortamını hiç bir şeye değişmem..

İşte belki de bu yüzdendir ki,
Evimin içinde her obje ayrı ayrı kıymetlidir benim için,
Gittiğim her yerde ev dekorasyonu ile ilgili yeni bir fikir edinirim,
İşte mini damacana da onlardan biri,
Tam anlamıyla bir dekorasyon fikri olmasa da,
Geçen hafta yaptığım bir ev ziyaretinden bana kalanlar..
Sevgili Abla B. beğendiğimi görünce hemen bir tane de bana hediye etti,
Kendisine teşekkürü borç bilir,
En yakın zamanda yemeğe davet edeceğimi burdan beyan ederim:)

Benim de bir "mini damacanam" olsun diyenlere,
Paşabahçeyi lokasyon bildiririm..
Sevgiler,

Miss Pure Vanilla

Vicky Cristina Barcelona

           Denizde olmayanlar,hararetten dışarı çıkmayanlar,canı sıkılanlar için en iyi seçenek iyi bir yemek yapıp keyifli bir film açmak.Ben de birazdan o moda girmeye hazırlanıyorum..Çok önceden izlediğim bir filmi tekrardan izleyesim var.Tam bir yaz filmi...Vicky Cristina Barcelona...


             
              Filmin başrollerini Javier Bardem,Scarlett Johansson ve Penelope Cruz paylaşıyor.Beni tanıyanlar Javier Bardem konusunda objektif olamadığımı bilirler:))Farklı karakterleri çok iyi canlandırdığını ve kendine has bir tarzı olduğunu düşünüyorum.Ancak bu filmin kadrosu gerçekten çok güçlü.Penelope Cruz'un da kendi kendini taklitten kaçınan,tekrar etmeyen bir oyunculuk çizgisi olduğu kanaatindeyim.Bu filmdeki rolü beklendiği üzere kendisine En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu Oscarını getirdi.
             Woody Allen'ın senaryosunu yazdığı yönetmenliğini üstlendiği filmde; müzikler ve İspanya'nın en güzel yerleri filmi çok keyifli hale getiriyor.
              Bu kadar güzel bir filmin ortasında ise çok tuhaf ve farklı bir aşk dörtlüsü var.Hem gerçek hayata hem de bugüne kadar filmlerde izlediklerimize çok ters,aynı zamanda yakın.Tuhaf bir çelişki içine düşürüyor insanı.Ben izlediğimde  inişli çıkışlı duyguların,sorumlulukların ve aldırmazlıkların gitmenin ve kalmanın hepsinin bir arada olduğu iyi bir tasvirin olduğuna karar vermiştim.
              Bazıları yapmak istediklerini yapmaz kurallara uygun hareket eder, kimi uymaz dibine kadar yaşayıp dibine kadar acı çeker..En sonu kar mıdır?Zarar mı?
              Düzene ayak uydurmak mıdır mutluluk?Yaşayıp iyisini kötüsünü kabullenmek mi?
              Bir anlık mutluluk için çıkışı bilinmeyen bir mağaraya girilir mi?
              Bir film bana ne kadar şeyi sorgulatmış!!!
              Bu filmi ikinci kez izleyeceğim.Yanıt bulmak ve yeni anlamlandırmalar yapmak için..İyi seyirler...İyi haftasonları...                                         


                                                                                              Miss Pure Tarçın

Çilekli Pasta

           Havalar güzel olmaya görsün insanın ayağını suya sokası, kuma değdiresi geliyor.Bu sene tatile geç çıkacağım için biraz huysuzum.Bunu kendim seçtim.Dayanırım sandım ama İstanbul üstüme gelmeye başladı.Güneş kremini deniz kokmayı özledim.
           Gerçi itiraf ediyim ki İstanbul; okullar bitince,herkes bir yerlere kaçınca daha bir güzel oluyor...Trafik rahatlıyor sokaklar sakinleşiyor.Eve daha erken geliyorum işe daha erken varıyorum.
           Havalardan mıdır?Ya da vücut artık tatil mi istiyor?Bilmiyorum ama parmağımı kıpırdatasım yok.Keyifli yemekler,keyifli sohbetler,dostlar var iyi ki...Bir de filmler...
           Çok önceden bir doğum günü için yaptığım Çilekli Pasta'yı paylaşıyorum.Tatlı bir hafta diliyorum:))



                                                                  
                  
           MALZEMELER

           4 Paket Kedidili

           2 Paket Sakızlı Muhallebi

           1 Paket Toz Krem Şanti

           1 Paket Vanilya

           1 Paket Bitter Çikolatalı Puding

           9,5 Bardak Süt

           Yarım Kg Çilek


               2 paket sakızlı muhallebi 6  bardak süt ile pişirilir.İndirilmesine yakın vanilya eklenir.İndirdikten sonra ılınınca bir paket krem şanti koyulup mikserle çırpılır.Başka bir kapta bitter çikolatalı puding 2 bardak süt ile pişirilir,kenara alınır.
              Diğer tarafta dikdörtgen borcama süt ile ıslatılmış kedi dili dizilir.Üzerine sakızlı muhallebinin yarısı dökülür.Kedidilleri sütle ıslatılarak tekrardan muhallebinin üstüne dizilir.Kalan sakızlı muhallebi ile kedidillerinin üstü kapatılır.Sakızlı muhallebinin de üzerine bitterçikolatalı pudingin tamamı dökülür.Yıkanmış ikiye bölünmüş çilekler dizilir.Dolapta dinledirilip servis yapılır.Hem çok pratik hem de sakızlı olan herşeyi çok severim:))Afiyet olsun...


             Püf Nokta: Kedi dillerini toplamda 1,5 bardak sütle ıslattım.Çok ıslanmamalı yoksa elinizde kalabilir.Sütü bir kaseye koyup kedi dilini daldırıp çıkarın.Eğer bitter çikolatalı puding size sıvı gelirse 1 kaşık margarin dolapta katılaşmasını sağlayacaktır.Ben sağlık açısından margarin tercih etmedim.Ayrıca çileklerin üstüne çilekli jölede terdih edilebilir.Ancak doğumgünü olduğu için pasta çabuk tüketildi,çilek kararmadı.Doğallığı sevdiğim için ben jöle tercih etmedim.
              Hayat sakız koksa... :))

                                                                                         Miss Pure Tarçın

19 Haziran 2011 Pazar

Havuçlu Peynirli Makarna

           Canım makarna isteyince hemen mutfağa girdim.Klasik bir makarna değil farklı birşey canım istiyordu.Evdeki malzemelerden başarılı bir sonuç çıktı:)))
        




             MALZEMELER

             Yarım Paket Makarna

             2 Kaşık Sıvıyağ

             4 Orta Boy Havuç

             2 Kaşık Zeytinyağı

             3 Kaşık Dolmalık Fıstık

             2 Diş sarımsak

             Beyaz Peynir

             Eski Kaşar

             Taze Kaşar

              Ceviz

               Tuz


              Makarna  sıvıyağ eklenmiş bolca tuzlu suda haşlanır ve kenara alnır.Diğer tarafta bir tavaya havuçlar kazınıp rendelenir.2 diş sarımsak küçük doğranır.Dolmalık fıstık konur, zeytinyağı, tuz eklenip fıstıklar kahverengi rengini alana kadar tavada çevrilir.Beyaz penir, eski kaşar ve taze kaşar istenilen miktarda eklenir.
(Ben evde olmadığı için koyamadım ama 100 gr kadar krema konulabilir.Çünkü krema olmadan peynirler diğer malzemelere yapışıyor.)İndirilen tavaya ceviz parçaları kırıklanır.
             Süzülmüş makarna ocağa alınıp; tavadaki karışım eklenip çevrilir tabağa alınır.Afiyet olsun:))
              
             Mutfağınızdan vanilya ve tarçın kokusu eksik olmasın..İyi haftalar..Sendromsuz Pazartesiler:)))

                                                                                              Miss Pure Tarçın


                                                                     

18 Haziran 2011 Cumartesi

Etli Kabak Dolması

          
           Bu sefer taze taze yapılan bir yemeği taze taze paylaşıyorum..Yemek yapmak,yemek ve yazmak güzel şey..Ben şimdiden iftar sofraları için sabırsızlanıyorum desem:)
           Bu dolmaya karşılık sevgili Vanilya'dan söz verdiği biber dolmasını istiyoruz:))





              MALZEMELER

              1Kg Kabak

              250 Gr Yağlı Kıyma

              1 Orta Boy Kuru Soğan

              4 Tane Rendelenmiş Domates

              1 Çay Bardağı İnce Bulgur

              Birkaç Dal Maydanoz ve Dereotu

              Karabiber Tuz

             1,5 Çay Bardağı Sıcak Su


              Kabakların dışı kazınır.Kabakların içlerini ziyan etmemek,vitaminini içinde bırakmak için oymuyorum.Kabağı ikiye bölüyorum.İki parçayıda ikiye bölüyorum 4 parça oluyor.Bir tanesini elime alıp dibine kadar kesmeden içine kıyma harcını koyacak şekilde ikiye ayırıyorum.Bütün kabakları bu şekilde hazırlıyorum.
              Bir kaba kıymayı koyup; içine rendelenmiş soğan,2 tane rendelenmiş domates,ince bulgur,kıyılmış dereotu ve maydanoz,tuz ve karabiber eklenir.Kıyma bir güzel yoğrulur.
              Kabaklar aralanarak parça halinde alınan kıyma içine yayılır kenarları toplanır.(Görüntüsü sandwich gibi duruyor.)Bir tencereye 2 tane rendelenmiş domates yayılır.Kabaklar domatesin üstüne oturtulur.1.5 çay bardağı kadar su eklenip kapağı kapatılır.Kabak yumuşayana kadar pişirilir.Afiyet olsun...
            
               Mutfağınızdan vanilya ve tarçın kokusu eksik olmasın...

                                                                                                     Miss Pure Tarçın
                                                    
                                                                           
             
                                                                 

Zeytinyağlı Enginar

            Cumartesi gecelerini çok severim hele kendimleysem daha bir güzel...Şu an tam bir keyif yapıyorum.Kahvemi yaptım dışardan içeriye hafif bir rüzgar giriyor ,sadece mum ışıkları var..Ben yazıyorum Müzeyyen Senar söylüyor...'Benzemez kimse sana...'Eğer siz kendinizi kendinize ifade edemiyorsanız sanat müziği dinleyin o sizi, size anlatacaktır.
             Gelelim esas konuya.Uzun süredir bekleyen enginar tarifi haftalık yorgunluktan sonra yazılmaya hazır.
             Blogta zeytinyağlılardan geçilmiyor ama tam mevsimi.Ayrıca sevgili Miss Pure Vanilya'ya  katılıyorum.Zeytinyağlılara farklı yağlar kullanılmamalı ve malzemeleri kavurma gibi tekniklerle değil su ile pişirilmeli bana göre.Ayrıca zeytinyağı demek yaz demek.Yaz demek domatesin kokusunu duymak demek.Salçayı zeytinyağlılara yakıştırmam ben.Zeytinyağlı hafiflik demektir benim için sanki salça girince ağır olacak gibi düşünürüm hep...
             Genelde enginarda limon suyu kullanılır ama ben portakal suyunu tercih ediyorum çok yakıştığını söylemeliyim.




                                                                       
            MALZEMELER

            6 Tane Enginar

            1 Orta Boy Soğan

            2 Tane Küçük Havuç

            1 Çay Bardağı Bezelye

            1 Tane Küçük Patates

            2 Tane Portakalın Suyu

            Yarım Limon

            6 Kaşık Zeyinyağı

            Yarım Tatlı Kaşığı Tuz,1 Tatlı Kaşığı Şeker

            1 Çay Bardağı Sıcak Su   


            Yemeklik doğranmış soğan ve küp doğranmış havuç bir çay bardağı sıcak su ve 3 kaşık zeytinyağı ile diri kalacak şekilde biraz pişirilir.
             Bir tarafta enginarlar kararmamaları için yarım limonla elde ovulur.
             Bir tencereye enginarlar dizilir.Pişen soğanlı havuçlu karışım enginarların üzerlerine paylaştırılır.Bezelyeler çiğden konur.Tencerenin dibine yanmaması için sıcak su konur.2 tane portakalın suyu enginarların üzerinde gezdirilir.Şeker ve tuz eklenir.Bir taşım kaynadıktan sonra küp şeklinde patates eklenir.
             Tencereyi indirecek zamanda 3 kaşık zeytinyağı eklenir.Ocaktan alınır oda sıcaklığında ya da soğuk servis yapılır.
                        Ben soğuk severim zeytinyağlıları.Enginar hem çok şık, hem doyurucu, hem de karaciğer dostu.Afiyet olsun...
                                                                                       Miss Pure Tarçın

Miss Pure Vanilla usulü Salata


















Bu salata ne salatası diye düşündüm, 
Ama bir isim bulamadım,
Ben de oturdum kendi ismimi verdim:)
Yazları,
Hele ki haftasonu bacağımı kırıp evde oturup kendime yemek pişirmediysem
 ki Ege'de yazları haftasonu tatil havasında geçer,
Daha cumadan hazırdır bizim tatil çantamız,
Cumartesi koşar adım gideriz Alaçatı'ya,
Pazar akşamı hüzünle döneriz..
İşte tam da bu nedenledir ki,
Ben pek fırsat bulamam yemek yapmaya,
Haftaiçi iş sonrası kendimi yorgun argın eve attığımda salatadır en kıymetli öğünüm..
Maruldur, icebergdir sevenlerden değil ben,
Aromalı olmalı ot dediğin..
Yemeğe de, salataya da hatta hayata da aromasını katmalı..
Aromanın o ahenki dansını hissetmelisin damağında,
İşte öyle bir salata;
2 avuç taze toplanmış roka
2 avuç taze toplanmış nane
1 avuç taze toplanmış fesleğen
1 avuç taze toplanmış maydonoz
15-20 adet mini minnacık domates
1 dilim beyaz peynir
1 dilim tulum peyniri
5-6 parça ceviz
Bol zeytinyağı
Bol nar ekşisi
Tüm otları iri iri doğruyoruz, üzerine 4'e böldüğümüz mini mini domateslerimizi ekliyoruz,
Zeytinyağı, tuz ve nar ekşisi ile güzelce harmanlıyoruz,
Üzerine peynir ve cevizleri ekleyip servise hazır konumda masamızı renklendiriyoruz..
Ben resimdeki salatada malzeme eksikliği nedeni ile tulum peynir ve ceviz kullanamadım..
Akşam menüsünde salatayı Eti Form'un pirinç ve mısır patlağı ile  birlikte yiyorum, tam bir yaz diyet menüsü oluyor..

Mutfağınızdan tarçın, ruhunuzdan vanilya kokusu eksik olmasın..

Miss pure vanilla

16 Haziran 2011 Perşembe

İrmikli Muhallebi

           Anne tarifiyle yağsız, yaz sıcağına soğuk bir tatlı...Yorucu,sıkıcı bir hafta da dolabı açıp minik kaseleri görmek paha biçilemez:)Annem benim ya:)
           Plajlar için diyet yapan kadınlara yağsız bir kaçamak:)Kimse görmeden kaşıklayıp devam edin:)


                                                                           

            MALZEMELER

            1 Kg Süt

            Yarım Su Bardağı İrmik

            1 Bardak Tozşeker

            1 Paket Vanilya

            Tarçın

            Bir tencereye süt koyulur.İçine irmik,tozşeker ilave edilip ocağa alınır.Başından ayrılmadan sürekli karıştırılıp pişirilir.İndirmeye yakın vanilya ilave edilir.Tarçınla süslenir.(Muhallebi sıvı kalsada sonradan,dolapta koyulaşacaktır.)
             Farkettim de tam bir vanilya&tarçın tarifi olmuş:))Miss Pure Vanilya'ya sevgiler..Özlendin:)

                                                                                         Miss Pure Tarçın

Ye Dua Et Sev

                                                 


           Bloğa gelen bir yorumu yanıtlarken aklıma geldi...Ye dua et sev...Elizabeth Gilbert'in tüm kadınlar tarafından ilgiyle okunan kitabı geçen sene sinemaya aktarıldı.Gerçek ve güçlü bir kadın hikayesi.Bazıları için bir örnek belki de...Hani hepimizin gidesi var da olmuyor.Biri gitmiş,görmüş,bulmuş bizde okuyalım,izleyelim:)
           Ye sev dua et; Julia Roberts ve Javier Bardem'i bir araya getirdi.Kariyerinin zirvesinde evli bir kadın olan Elizabeth mutsuzluğunu farkedip İtalya Hindistan ve Endonezya üçgeninde bir keşfe çıkar.İtalya'da yemek,Hindistan'da dua,Endonezya Bali de ise aşkla karşıl
aşır.Güzel sahneler görmek,tebessüm etmek isterseniz şiddetle tavsiye ederim.
            Benim içinse italya,hindistan,yemek tabi ki javier bardem...Daha ne olsun:))
            Sizi de adını koyamadığınız bir his çekiştiriyorsa,kısacası gidesiniz varsa...İyi seyirler...
                                                                                         

12 Haziran 2011 Pazar

Patlıcan Salatası

           İstanbulda bulutlu güneşli bir havada kendimizi yeşilliğe attık.Piknik sezonunu açtık bu pazar.Aile ve dostlarla zengin bir piknik bol muhabbetli bir gün geçirdik.Ayağım bu yaz ilk kez  toprağa değdi.Dinlendim, keyifliydi.Sabriye Abla'nın yaptığı patlıcan salatasının tadı damağımda kaldı.Sizinle paylaşmadan edemedim.Eline sağlık Sabriye Abla...




              MALZEMELER

              2  Tane Çarliston Biber

              2 Tane Kırmızı biber

              2 Domates

              3 Kaşık Sıvı Yağ

              6 Tane Patlıcan Közlenmiş

              2 Bardak Yoğurt

              2 Diş Sarımsak

               Tuz



              Çarliston ve kırmızı biber orta büyüklükte doğranır tavaya alınır.Domates küpten daha büyükçe doğranıp tavaya koyulur ve sıvıyağda çok pişmeden hafif çevrilir, tuz koyulup indirilir.Servis tabağının en altına bu karışım yayılır.Közlenip soyulmuş küp doğranmış patlıcan üstüne yayılır.Yoğurdun içine sarımsak konup servis tabağının en üstü yoğurtla kaplanır.Üstüne sunum için pul biber süs güzel olur sanırım.Oldukça şık bir görüntüsü var ve tadı harikaydı.Köftenin yanına öneririm.Sabriye Abla bloğa katkından ötürü teşekkürler..Herkese tavsiyem afiyet olsun...

                                                                                 Miss Pure Tarçın

9 Haziran 2011 Perşembe

Zeytinyağlı Kuru Erikli Pırasa

Bunu da hafta sonu yaptım demeyeceğim tabi ki,
Hafta sonu gerçekleştirdiğim terapi seansında hali hazırda sizzlerle paylaştığım
Zeytinyağlı Semiz otu yemeği, zeytinyağlı taze fasülye ve
daha sonra paylaşacağım kıymalı biber dolması yaptım..

Şimdi sizlerle paylaşacağım yemek tarifi ise
Bundan çok değil bir kaç ay öncesine kadar ağzıma dahi koymadığım,
adından dahi hoşlanmadığım bir yemek..

Bizim ailenin kadınları mutfaklarıyla ünlüdür,
Herkesin uzmanlık konusu farklıdır ve kendi dallarında ustalardır..
Annanem mesela, Kayserili olmasının bir getiri olarak hamur işlerinde bir numaradır..
Sevgili Teyze S. ise zeytinyağlılarda ekoldür..
2. nesil olan büyüklerimizden ikisi restorant işinde zaten,
Biz 3. nesil ise ailemizin kadınlarının izinde gidiyoruz..
Kuzenlerle en büyük hobimizdir mutfak seansları..
Zaten gece 2ye saat kurup uyanıp envai çeşit yemek hazırlayıp bir güzel içip sabaha karşı bahçedeki salıncakta uyuyakalan başka deli olmaz bizden başka..
Küçükken dayım biz 3 kızı salıncakta uyur bulunca uyandırır
Yürüyün bakayım şantiyeye diye cezalandırırdı bizi:)

Maziye daldım gittim işte,
Ne diyordum,
Zeytinyağlı, kuru erikli pırasa..



Tarifine gelirse;

Malzemeler;
5 parça pırasa
4-5 kuru erik (ben çok sevdiğim için daha fazla kullandım)
1 su bardağı taze sıkma portakal suyu
5 küçük boy havuç
1/2 limon
1 kahve fincanı has zeytinyağı
Biraz nar ekşisi

Öncelikle pırasaları parmak boyutunda velev velev, havuçlarıysa yuvarlak yuvarlak doğruyoruz.. Kızgın zeytinyağına havuç ve pırasaları ekleyip 10-15 dk. kadar kavuruyoruz. Diğer tarafta sıcak suda beklettiğimiz kuru erikleri de süzüp tavaya ekledikten sonraaa portakal suyunu, yarım limonu, suyu ve nar ekşisini de ekleyip yemeğin kapağını kapatıyoruz.. Sebzeler iyice pişene dek (ki benim ilk denememde pırasalar biraz çiğ kalmıştı) pişiriyoruz..

Genelde pirinç de eklenir pırasaya ama ben koymuyorum, eklemek isteyenler için 1 yemek kaşığı yeterli olacaktır.. Tercih sizin..

Tabi ki ben zeytinyağlı olduğu için oda sıcaklığında servis etmeyi seviyorum ama yine tercih sizin..

Ekşili tatları sevenlere, enfes bir tarif, afiyet olsun..

Mutfağınızdan tarçın, ruhunuzdan vanilya kokusu eksik olmasın..

Vanilya demişken, saçlarıma aylar sonra ilk kez vanilya yağı sürdüm (hem besleyici, hem de çok güzel kokmasını sağlıyor.) İçimden bir ses "O benim en çok vanilya kokan kıvırcık saçlarımı severdi" diyor.. Bana neden herşey O'nu hatırlatıyor ki?!?!?!

Neyse, hayat işte..

7 Haziran 2011 Salı

Zeytinyağlı Taze Fasülye

Eveeet, bir önceki yazımda tek kişilik aileme hazırladığım 10 kişilik yemekten bahsetmiştim,
İşte onlardan biri daha..
Öyle leziz oldu ki,
Misafir çağırmaya kıyamadım, hepsini tek başıma yedim:)

Zeytinyağlı Taze Fasülye

Malzemeler;

Yarım kilo taze fasülye (ben cinslerini bilmiyorum ama şu ince, uzun, narin gözükenler var ya onlardan işte:))
2 adet soğan
2 adet domates
1 yemek kaşığı domates salçası
1 kahve fincanı zeytinyağı

Aslında malzemelere bakınca görüceksiniz, genel olarak bir önceki tarifime benziyor..
Yine önceden kızdırılmış zeytinyağına (aman ha içine başka yağ karıştırayım demeyin) iri iri doğranmış soğanları atıyoruz, soğanlar pembeleşince domatesleri de ekliyoruz ve domatesler suyunu salıncaaa salça ile dans ettirmeye başlıyoruz.. Yemeğimizin sosu güzelce pişince içine (parmağınızın ilk iki boğumu uzunluğunda doğradığımız) taze fasülyeleri ekliyoruz.. Üzerine 2 adet kesme şeker ekleyip fasülyeler renk değiştirine kadar yaklaşık 10-15 dk. bu sosun içinde kavuruyoruz.. Son olarak yemeğin üzerine 2 bardak kaynar su ve tuzunu ekleyip fasülyeleri pişiriyoruz..

Yine bir önceki yazımda dediğim gibi ben zeytinyağlı yemekleri oda sıcaklığında seviyorum ama siz sıcak sıcak da servis edebilirsiniz, yeterki servisinize sevginizi eksik etmeyin..

Mutfağınızdan tarçın, ruhunuzdan vanilya kokusu eksik olmasın..

Miss Pure Vanilla

Zeytinyağlı Semiz Otu Yemeği

Tam bir Ege tutkunuyum ben,
Ege'nin otu da havası da büyüler beni..
Geçenlerde Alaçatı'da ot festivali yapılmıştı gidemedim,
Seneye kısmetse..

Ege de biz hala meyve sebze alışverişimizi mahalle arasına kurulan pazarlarda yaparız..
Tazeciktir bizim otlarımız,
Organiktir meyvelerimizi..
Domatesi sapını koklayarak alırız mesela,
Sapından miisss kokusu yayılır güzel domatesin..
Bizim karpuzlarımız öyle vura vura seçilmez,
Önce elindeki torbalarda bir dilimini yersin karpuzun, en sulusundan..
"Beğenmezsen geri getir abla" der senin o yanaklarından akan suyu gören çocuk..

Pazarcı amcalara "Amca güzellerinden koy ama" dersin bazen en sevimli halinle,
"Hepsi güzel kızım" derler...
Hepsi de güzeldir gerçekten..

Ege'min pazar kültürü güzeldir her daim..
Hele hele küçük kasabalarda,
Sosyalleşme aracıdır aynı zamanda..
Genç kızlar sevgililerini pazarlarda görürler gizliden gizliye,
Belki de o yüzden,
Diğer şehirlerin aksine,
Ege'nin erkeği de gider pazara,
Pazar alışverişi sadece kadının görevi değildir burda..

Benim içinse pazar alışverişi demek terapi seansı demektir,
Çünkü ben mutfağımda sakinleşirim..
Yemek yapmak da yemek de huzur verir bana..
Doğradığım her bir soğan hüznümü alır götürür..
Geriye muhteşem bir yemek
ve dingin bir Clementine kalır..

İşte böyle bir gündü geçen pazar,
Tek kişilik aileme 10 kişilik yemek yaptığım..
İşte aylık terapi seansı sonrası mutfağımdan çıkanlar...

Zeytinyağlı Semiz Otu Yemeği



Malzemeler;

2 bağ semiz otu
2 adet soğan
2 adet domates
1 yemek kaşığı domates salçası
1 yemek kaşığı pirinç
1 kahve fincabı zeytinyağı
Tuz

Semiz otu topraklı bir bitkidir, o yüzden yıkarken dikkat etmek gerekir.. Kolay kolay arınmaz toprağından, arınmazsa da yemek toprak kokar.. Semiz otunu tek tek ayıklayarak yıkamak gerek, sonrasında da su dolu bir kapta (ben genelde lavabonun apzını kapayıp kap olarak kullanıyorum, tabi öncelikle lavaboyu güzelce yıkadıktan sonra) bekletmeli bir kaç kez.. Semiz otu yıkarken çok su harcar insan ama, sonrasında yemeği öyle leziz olur ki, değer o suya..

Soğanlar iri iri doğranır ve önceden kızdırılmış zeytinyağında (zeytinyağlı yemeğin en büyük özelliği sırf zeytinyağında yapılmasıdır, diğer yağlarla karıştırmayın) pembeleşene kadar kavurun, üzerine küp küp doğranmış domatesleri ekleyin, suyunu salınca domates salçasını da ekleyip sosunuzu iyice pişirin..

Üzerine özenle yıkayıp temizlediğiniz ve iri iri doğradığınız semiz otlarını ekleyin, aman ha karıştırmaayın..
2 küp şekeri semizlerin üzerine koyun ve tencerenin kapağını kapatın.. Semizler sularını salınca önceden sıcak suda beklettiğiniz pirinçleri ekleyip karıştırın ve pirinçler uzayana kadar yemeği pişirin.. Üzerine ek su eklemeyin, yemeği kendi suyunda pişirin..

Sıcak sıcak da güzel oluyor ama benim zeytinyağlı da tercihim oda sıcaklığında tüketilmesidir..

Veee özenle süsleyip sevgiyle, aşkla servis edin..

Mutfağınızdan tarçın, ruhunuzdan vanilya kokusu eksik olmasın..

Miss Pure Vanilla

3 Haziran 2011 Cuma

Zeytinyağlı Çalı Fasulye

         
           Sevgili Miss Pure Tarçın bloğu ihmal etsede çok özledim bloğumu...Uzun bir ara vermiş gibiyim.Hastalıklar,iş güç derken bloğu epey ihmal etmenin suçluluk duygusu var üzerimde...Ancak bu sürede hiç yemek yapmadım ,hatta ağzımın tadı da yoktu.Hatta ve hatta pcmi dahi açmadım.Bugün işten eve dönünce yaz aylarımın favorisi zeytinyağlı yemek görünce gözüm açıldı.Teşekkürler, ellerine sağlık annem:))
                              

                                 
            MALZEMELER

           1 Kg Çalı Fasulye

           4 Kaşık Zeytinyağı

           2 Büyük Soğan

           4 Domates

           1 Bardak Sıcak Su

           1 Tatlı Kaşığı Şeker

           Tuz


            Yıkanan ve ayıklanan çalı fasulyeler şeritler halinde kesilir,hazırlanır.Tencerede iki büyük soğan küçük doğranıp bir kaşık zeytinyağı ile çevrilir.Fasulyeler ilave edilir.Üzerie dört domates rendelenir.Tuz,şeker sıcak su konup pişmeye bırakılır.Fasulyeler pişince indirmeye yakın üç kaşık zeytinyağı ilave edilir.Afiyetle yenir.
           
             Mutfağınızdan vanilya ve tarçın kokusu eksik olmasın:)

                                                                          Miss Pure Tarçın