29 Mayıs 2011 Pazar

Muzlu Piramit Pasta

     
            Annem eskiden petibörlü muzlu piramit pasta yapardı.Biz henüz cheesecake ya da tramisuyu keşfetmeden,petibörlü bisküviden anne muhallebisiyle pişen pastalar vardı hayatımızda..Tencere dibindeki muhallebiyi sıyırmayan çocuk yoktur heralde...Şimdi çocuklar pişen muhallebi kokusunu duymadan çikolata kavanozlarını sıyırıyorlar.
            Hasta yatarken çocukluğumdaki pasta kokusunu duydum sanki.Hasta yatağımdan 'Muzlu pasta yapıcam' diye kalktım.Ancak uzun süredir yapılmayan tarifi bulamadık.Annemin aklına  arkadaşı Lütfiye Abla'yı aramak geldi ve muzlu pastanın muhallebisi bulundu.Teşekkürler Lütfiye abla çocukluğumu hatırlattığın için...
 





                                                               

            MALZEMELER

            1 Lt Süt

            2  Türk Kahvesi Fincanı  Şeker

            4 Yemek Kaşığı Un

            2 Yemek Kaşığı Nişasta

            1 Paket Toz Krem Şanti

            1 Yumurta

            1 Vanilya

            1,5 Paket Çifte Kavrulmuş Petibör

            2 Muz
          

             Bir tencereye sütü koyup yumurta,şeker,un,nişasta ilave edilir.İyice karıştırılıp ocağa alınır.İndirmeye yakın vanilya eklenir.Piştikten sonra soğumaya bırakılır.Ilınınca bir paket kremşanti mikser yardımıyla çırpılır.(Muhallebi koyu olursa süt eklenir)
             Bir tepsiye alüminyum folyo kağıt yayılır.Biraz muhallebi dökülüp yan yana üç sıra bisküvi konup, uzunlamasına  tepsi şeklinde dikdörtgen dizilir.Bisküvilerin üstüne muhallebi dökülüp üç kat yapılır.Ortasına gelecek şekilde ,uzunlamasına  muzlar yerleştirilir.Elle piramit şekli verilir.Böylece kesildiğinde muz ortada kalır.Dolapta bekletilip servis yapılır.

              Tüm tencere dibindeki muhallebiyi yaşı kaç olursa olsun sıyıranlara afiyet olsun:))


                                                                        Miss Pure Tarçın

Mevsim Çayı

           Ailecek mevsim değişikliklerinin etkisi altındayız.Bu haftasonu yatakla bütünleştiğim,sokakları özlediğim,kafamı kaldırmadığım iki gün geçirdim.Özellikle annem ateşli,öksürüklü günler geçirince iyi geleceğini düşündüğüm bir çay hazırladım.Mevsim değişikliğinde her eve grip girdiği için adını mevsim çayı koydum.Boğazınızı Isıtacak yumuşatacak vitaminli bir çay oldu.


          MALZEMELER

          Yarım Limon

          Yarım Portakal

          1 Tane Kuşburnu Poşet Çay

          3 Yaprak Nane

          3 Tane  Karanfil

          3 Tane Karabiber

          1 Tane Çubuk Tarçın

          1 Tatlı Kaşığı Bal


          Dilimlenmiş limon ve portakalı bir demlik soğuk suya koyun.Bir poşet kuşburnunu nane,tarçın karanfil ve karabiberi ekleyin.Kaynağınca tarçını içinden alıp çayı bir taşım daha kaynatın.Güzel bir rengi ve kokusu olacaktır.İçine istediğiniz kadar limon sıkıp bal ekleyin.Herkese şifa olsun:)

                                                                            Miss Pure Tarçın

       
       

27 Mayıs 2011 Cuma

ve geri döndüm..

Uzun süredir yazmadım,
İnanılmaz yoğun bir dönemden geçtim,
Yoruldum..

Biliyorum Miss Pure Tarçın kızgın bana,
ama bu aralar sessiz ruhum..

Aslında çok şey diyesim var,
Uzun uzun anlatasım ama
Kelimelerime lal geldi..







Şimdi dinlenmeli biraz,
Az kiraz,
Biraz şarap,
ve evimin sabun kokusuyla..












İzninizle..

25 Mayıs 2011 Çarşamba

Ciğer


           Vazgeçilmez arkadaşlarım olduğu gibi vazgeçilmez mekanlarım vardır benim.Ama en keyiflisi vazgeçilmez yerlere vazgeçilmez dostlarla gitmektir.Dün akşam öyle yaptım.İş çıkışı vazgeçilmez arkadaşım Şenayla iş çıkışında vazgeçemediğimiz mekanımızda ciğer yedik.
            Ben dışarda balık ya da ciğer yiyebilen biri değilim.Ama gittiğimiz yer bu işi biliyor.Misafirperverlikleri sunumları orayı gözümde bir mekan olmaktan çıkardı açıkçası.Ciğer dediğimde herkes 'Ben pek sevmem'diyor ama götürdüğüm yerde fikirlerini hemen değiştiriyorlar.Şimdi herkes neresi burası diye aklından geçiriyordur.Ama çok özel mekanlarımı bir de filmlerimi kıskanırım ben.Her yeri değil ama bazılarını:)
            Bu sır mekana gittiğimizde önden atıştırmalıklardan sonra dürüm ciğer ve üstüne hayatımda yediğim en güzel künefeyi yedik şenayla.
            Bu kadar anlatmışken fotoğraflarını paylaşmadan edemeyeceğim.Çünkü Türk mutfağı gerçekten bir sanat.Fotoğrafları ağız tadı olanlara itaaf ediyorum:)

                                                     Maydanoz,Tere,Sumaklı Soğan,Ezme


                                                       Közlenmiş Soğan,Biber,Domates

Künefe&Çay
                                                      

                                               
                                                   


                                                                      

Yaz Geldi

        
                 

            
           Yaz günleri kendini iyiden iyiye hissettirmeye başladı.Sadece havadaki bulutlar gitmedi.Duygularda düşüncelerde de bulutlar dağılmaya başladı sanki.Sadece kendimde değil çevremde de bir değişiklik gözlemliyorum...Kışın işten çıkınca eve gidip bir çay içesim olurdu.Şimdi ise bir bahçede oturup kendimi dinlemek ya da açık havada güzel bir yemek yemek hevesim var.
            Bahçede oturup sabahlamayı, uzaklardaki evimde eylül ayında yaşamayı umut ediyorum..Eylül çocuğuyum ben.Ne soğuğa ne sıcağa gelebilirim.Hani yazın sabah ve akşam serinliği olur ya tatlı tatlı.Ya da eylül ayının ne pişirir ne üşütür günleri tam benlik.İnsan çalışınca hergün birbirine benziyor sanki.Bir hamakta sallanmayalı,piknik yapmayalı,sonsuz yeşillik ya da sonsuz mavilikte kitap okumayalı,müzik dinlemeyeli çok oldu sanki.En son ayaklarım temmuzda toprağa değişmişti.
            Ahhh ahhh öyle bir gidesim var ki..Çaktırmıyorum ama yoruldum.Vücut artık tatil diye haykırıyor.
            Hani televizyonda internette cenneti andıran,turkuaz rengi deniziyle herkesin boğazında bir yutkunmaya sebep olan maldivler var ya keşke orda ayaklarımı uzatsam hasır şapkamı giysem demekten kendimi alamıyorum.Benim gibi yutkunanlardansanız madem maldivlere gidemiyoruz pc resmi yapmakta parayla değil ya:)Güldüğünüzü görüyorum:)Ben yaptım züğürt tesellisi ama mutluyum:)
            Bu yaz herkes bronzlaşsın,toprağa ayaklarını değdirsin,balık gibi suya girsin,sokaklar hindistan cevizi ve vanilya koksun...
                                                                          Miss Pure Tarçın

22 Mayıs 2011 Pazar

Üç Peynirli Menemen

           
            Sabah,akşam,öğlen,ikindi her an menemen yiyebilirim:)Annem evde yokken canım da yemek çekmezken akşam yemeğinde menemen ve çay fikri karnımda zili çaldırdı:)Menemen yapıp bir de earl grey çay demledim televizyonun karşına geçtim.Ben menemende soğan sevmediğim için koymadım arzu eden ekleyebilir.Ben menemeni tek kendime yaptığım için tarif tek kişiliktir.





                                   

            MALZEMELER

            1 Sivri Biber

            1 Büyük Domates

            2 Yumurta

            1 Dilim Tulum Peynir

            1 Dilim Kaşar Peynir

            1 Dilim Beyaz Peynir

            Zeytinyağı,Tuz

         
            İki kaşık zeytinyağı tavada kızdırılıp halka halinde doğranmış biber ilave edilir.Biberin yumuşamasına yakın küp doğranmış domates ilave edilir.Domates pişince iki yumurta kırılır karıştırılır.Yumurtanın pişmesine yakın tuz ve  bir kapta ezilmiş üç çeşit peynir ilave edilir.Peynirler eriyince tava ateşten alınır.Afiyet olsun...

                                                                          Miss Pure Tarçın
                         
                                      
           

         

21 Mayıs 2011 Cumartesi

Domatesli Spagetti

            Canım yarım saat önce makarna çekince en sevdiğim domatesli makarnayı yaptım.Yarın çok uzun bir aradan sonra bomboş bir günüm olacağı için bu gece geç yatma planımı makarnayla kutluyorum:)müthiş bir filmle:))Uzun zamandır yapamadığım sabahın ilk ışıklarına kadar sürek cumartesi gecesi ben  makarna ve filmimle başlamıştır:))


                                                     


            MALZEMELER

            Yarım Paket Spagetti

            2 Kaşık Ayçiçek Yağı

            4 Domates Rendelenmiş

            Yarım Yemek Kaşığı Domates Salçası

            4 Diş Sarımsak

            2 Yemek Kaşığı Zeytinyağı

            1 Kesme Şeker,Tuz,Karabiber



             Bir tencerede bolca su kaynatın ayçiçek yağı ve tuzu koyun spagettiyi bırakın.Spagetti şişip pişince indirip bekletin.Diğer tarafta rendelenmiş domatesi iyice pişirip salçayı ilave edin.Sos iyice  pişince sarımsağı ilave edip bir taşım kaynatın.İndirmeye yakın karabiberi domatesin ekşisini almak için kesme şekeri ilave edip, zeytinyağını dökün.(Ben makarnaya tuz attığım için domates sosuna tuz koymadım.(Arzu eden sosa da koyabilir.)
             Mutfağınızdan vanilya ve tarçın kokusu eksik olmasın:)

                                                                          Miss Pure Tarçın

           

            

20 Mayıs 2011 Cuma

Bademli Kurabiye

                                                              

       

           Bu akşam yorucu bir haftayı arkadaşmla yediğim müthiş bir yemekle noktaladım.Bahar yıllardır tanıdığım hafta da en az iki,üç kez buluştuğum sıkı bir dostum.Yine keyifli bir akşam geçirdik birlikte.Ancak benim için esas sürpriz;Bahar'ın unutmayıp Edirne gezisinden bana getirdiği bademli kurabiyeler oldu.
           Meşhur Keçecizade tatlıcısından aldığı bademli kurabiyeler bir nevi un kurabiyesinin bademli hali fakat aynı değil çok daha güzeli.Ağzınızda eriyen,güzel kokan tadı damağınızda kalıcak bir tat.Çok büyük süpermarketlerde amlajlanmış olanlarıda gördüm ama aynı tadı vermedi.Bir ara kendim yapmayı düşünmedim değil ama çok iyisini yediğim için kendi yaptığım tatmin etmez diye korktum.
           Bahar'da Edirne'ye özgü bu tadı çok meşhur bir yerden alınca kurabiyelerimi herkesten kıskanmadım değil::)
           Yolunuz Edirne'ye düşerse mutlaka tadın,sevdiklerinize tattırın bademli kurabiyeyi.Bana göre herşeyi yerinden yemeli.
            Gezdiğiniz,gittiğiniz yerlerde yöresel tatları kaçırmamanız dileğiyle:)
                 
                                                                           Miss Pure Tarçın

19 Mayıs 2011 Perşembe

Aşk Tarifi

          

                                                                   

            
           Biraz önce misafirleri gönderirken kendim için hiçbişey yapamadığımı farkettim.Tatil günlerinde birşey yapmadığımda inanılmaz bir huzursuzluk oluyor içimde...Güzel bir film izleme fikri;kendim için şu saatte yapabileceğim yorgun omuzlarımı indirebileceğim iyi bir seçenek.Nescafemi yudumlarken dönüp dönüp baktığım bir filmi tekrardan izleyeceğim.
           Ben film izlerken yemek yapma, yeme gibi sahnelere bayılırım.O sahnelerde hem bir gerçeklik hem de görsellik olduğundan belki de.Bu filmlerden birini tavsiye edicem size...Aşk Tarifi (No reservations)...
           2007 yapımı filmde Catherine Zeta-Jones ve Aaron Eckhart başrolde.Mutfakta rekabet eden iki ahçının aşka dönüşen ilişkileri...İzlemeye değer.İyi seyirler...
                             
                                                                                                   Miss Pure Tarçın

Tavuklu Güveç

         

          
             Dünya mutfağından ilk yemeğide yapmış bulunuyorum.Tabi ki kendi topraklarımdan.İlk dünya mutfağı tarifmiz Tavuklu Güveç...Bulgaristan'da hemen hemen tüm özel günlerde masada yer alan bir tariftir güveç.Üstelik bizim yaptığımız güveç hem tavuk hem pilavı ayrı ayrı yapmak yerine bir nevi ikisinin birleşimi.Ayrıca Türkiye'de olduğu gibi ayrı güveç kaplarına da gerek yok.Değişik tatlara açık olanlara  çoban salatayla tavsiye edilir...



                                                            


             MALZEMELER

             6 Tane Tavuk But

             2 Lt Su

             2 Bardak Pirinç

             2 Orta Boy Soğan

             3 Kaşık Sıvı Yağ

             1 Tatlı Kağı Kuru Nane

             1 Çay Kaşığı Karabiber

             Tuz


             Altı tane tavuk but iki lt su ve tuz ile haşlanır.Etler kemikten ayrılmadan ocaktan indirilir.
             İki bardak pirinç üstüne çıkacak kadar sıcak suda otuz dk bekletilir.
             İki orta boy soğan üç kaşık yağda biraz çevrilir.Pirinçler süzülüp soğanlara ilave edilir.Haşlanmış butlar tabağa alınıp tavuk suyu pirinçli soğanlı karışıma ilave edilir bir taşım kaynatılır.Karabiber nane ilave edilir tuz eksikse eklenir.Kaynayan karışım fırın tepsisine dökülür butlar yerleştirilir.Önceden ısıtılmış fırına atılır.Pirincin piştiği kontrol edilip sıcak servis yapılır.Afiyet olsun...

                                                                                               Miss Pure Tarçın

Sebzeli Tavuk Suyu Çorba

                   Annemin bugün gelen misafirler için yaptığı tavuk suyu çorbası.Genelde tavuk suyu çorbası tavuklu ve tel şehriyelidir.Ancak annem çorbayı biraz daha zenginleştirmek özellikle soğuk kış günlerinde gribal salgınlara karşın patates havuç çoğu zaman da kerevizde katar.Bugün yaptığında kereviz yoktu ancak oldukça doyurucuydu.Anneciğim ellerine sağlık...



                                                                  



                   MALZEMELER

                   2 Tane Tavuk But
                 
                   1,5 Lt Sıcak Su

                   1 Kuru Soğan

                   2 Havuç

                   1 Büyük Patates

                   1 Çay Bardağı Tel Şehriye

                    Tuz,Karabiber,Maydanoz

                    Terbiyesi İçin

                    2 Yumurta

                    Yarım Limonun Suyu

                    2 Kaşık Yoğurt



                   Soğanlar ve havuç küp küp doğranır.Tencereye havuç soğan ve tavuk butları konup 1,5 litre sıcak su eklenir.Havuç ve tavuklar pişene kadar kaynatılır. Kayanayan tencereye küp doğranmış patates eklenir.Patatesler pişince tavuk butu tencereden alınır.Tavuk butlarının eti didiklenir.Didiklenen et tencereye geriye koyulur.Bir çay bardağı tel şehriye ilave edilir.Tel şehriye pişince tencere indirilir.
                   Terbiyesi için; bir kaseye  iki yumurta kırılır.Yarım limonun suyu ve iki kaşık yoğurt eklenip çatalla çırpılır.Terbiye çırpılırken indirilen tencereden tavuk suyu kaşık yardımıyla terbiyeye eklenir.Yumurtanın kesilmemesi için hızlıca karıştırılır.Yapılan terbiye tencereye yavaş yavaş karıştırılarak geri dökülür.Tuz karabiber eklenip bolca maydanozla servis yapılır...Afiyet olsun...

                                                                                 Miss Pure Tarçın

                
                

Sakızlı Muhallebili Kadayıf

                  Kurs,iş,ev üçlemesinde geçen hayatım gelen giden misafirler derken bu hafta oldukça yorucuydu.Dün işten eve dönerken serviste 19 mayıs'ı tamamen kendime ayırmayı planlıyordum.Eve geldiğimde sürpriz misafirleri öğrenince tüm planlar suya düştü tabi ki...Son dakika bende kadayıf tatlısı yaptım.Kadayıf tatlısında muhallebisinin farklı versiyonlarını yedim,yaptım.Tatlılarda sakız kokusunu çok sevdiğim için bu benim favorim.Son dakikada yapılabilecek hafif ve yaz günleri için ideal bir tatlı.Yağ olmadığından dolayı herkesin tercih edebileceği bir tarif.





                 MALZEMELER

                 300 gr Taze Kadayıf

                 2 Paket Sakızlı Muhallebi

                 6 Bardak süt

                 1 Paket Toz Krem Şanti

                 1 Avuç Fındık


                 2 Paket Sakızlı Muhallebi altı  bardak süt ile muhallebi kıvamına gelene kadar pişirilir.Muhallebi soğuyunca bir paket kremşanti içine katılıp mikserle çırpılır.300 gr kadayıf tepsiye konulup fırınlanır ve kızarana kadar bekletilir.Kadayıf fırından çıkarılıp soğuyunca elle ufalanır.En büyük borcamın dibine kadayıfın yarısı yayılır muhallebinin tamamı üzerine dökülür.Kalan kadayıfla üstü kapatılır.Fındık iri çekilip kadayıfın üstüne  yayılarak süslenir.Afiyet olsun...
                  Mutfağınızdan vanilya ve tarçın kokusu eksik olmasın:)

                                                                       Miss Pure Tarçın                                                

15 Mayıs 2011 Pazar

Hatay Usulü Kısır

             
              
                                                        


              Geçtiğimiz Pazar ailecek canımız kısır çekince; annemin kurstan bir arkadaşının kısır tarifini deneme fırsatım oldu.Bugüne kadar kısırda hiç sarımsak yememiştim.Hatay usulü kısır tarifinde sarımsak var ve bence çok yakışmış.Annemin tattığı tarifte sarımsak doğranmış kullanılmış ama ben daha hafif olması için sarımsağı dövdüm.Birazda ölçülerde değişiklikler yaptım.Herkese afiyet olsun.


              MALZEMELER

              5 Çay Bardağı İnce Köftelik Bulgur

              1 Küçük Demet Yeşil Soğan

              1 Küçük Demet Maydanoz

              5-6 Dal Yeşil Nane

             1,5 Yemek Kaşığı Biber Salçası

             2 Yemek Kaşığı Domates Salçası

             4 Yemek Kaşığı Nar ekşisi

             Yarım Limon
            
             Tuz, 3 Diş Sarımsak (Dövülmüş), Kıvırcık


               Bulgur bir tencereye koyulup üstüne çıkacak kadar suyla ıslatılır.20 dakika bekletilir.Bulgura tuz,sarımsak,biber ve domates salçası ilave edilerek elle yoğrulur.Bir tarafta soğan,nane ve maydonoz çok ince kıyılır.Yeteri kadar ezilmiş bulgura nar ekşisi limon katılır yeşillikler ilave edilir.Üzerinde zeytinyağı gezdirilip elle harmanlanır.Marulla servis yapılır.
                

Sakızlı Türk Kahvesi Gönüllere

   

               Boğazın İncisi şehrimde havalar güzel olmaya görsün herkes dışardadır.Trafiğine,kalabalığına gürültüsüne lanet edersiniz ama kopamazsınız ayrılamazsınız.Bir pazar dışarı çıkınca  iyi bir dostla kahkahalı dedikodulu muhabbete bol köpüklü sakızlı türk kahvesinin eşlik etmesine kim hayır diyebilir ki?Üstelik kahveye badem ezmesi eşlik ederse...
               Kırk yıllık hatırı olan dostlarıma...
                                                         


                                                   
                                                                                                                                                                                                                                                     


                                                                       Miss Pure Tarçın
                                                            

Barbunya Pilaki

                  Henüz pazarda çarşıda barbunya çıkmadı.Annemin buzluğa yazdan attığı barbunyanın sonuncusunu yapmış bulunuyorum.Şimdilerde kadınlar soğanın bile doğranmışını tercih ediyorlar elleri kokmasın diye.Halbuki annelerimiz ,ananelerimiz herşeyi mevsiminde yiyelim diye buzluğu yazdan doldururlardı.Şimdikiler ise organik yazan herşeyi organik sanıyorlar.Oysa yurtdışında balkonda saksıda domates biber yetiştirenler bile gördüm.Sanırım üç yerine beş vermek organik kılıyor herşeyi.Gelelim barbunya tarifine.Benim yaz yemekleri ve zeytinyağlılarda favorim.

                  


                                                             

                    MALZEMELER

                    2 Orta Boy Soğan

                    2 Kaşık Ayçiçek Yağı

                    2 Orta Boy Havuç

                    3 Orta Boy Rendelenmiş Domates ( Ben annemin yazdan kavanoza koyduğu domatesten koydum)

                    Sıcak Su

                    1 Sivri Biber

                    5-6 Diş Sarımsak

                    5 Kaşık Zeytinyağı

                     Maydanoz


                    Tencereye küçük doğranmış soğan ve  küp küp doğranmış havuç ilave edilerek ayçiçek yağında çevirilir.Ben fazla yağ koymamak ve fazla yağını çekmesini engellemek için az az sıcak su ilave ederek soğan ve havucun yumuşamasını sağlıyorum.Havuç yumuşayınca barbunya ve rendelenmiş domates ilave edilir.Üstüne çıkacak kadar sıcak su ilave edilir pişmeye bırakılır.Barbunya yumuşayınca halka doğranmış sivri biber konur.Sivri biber pişince küçük doğranmış sarımsak ilave edilir.Ocaktan almaya yakın zeytinyağı konulur bir taşım kaynamadan sonra ateşten indirilir.Ilıklaşınca maydanozla servis yapılır.
                      
 
                     Mutfağınızdan vanilya ve tarçın kokusu eksik olmasın:)

                                                                                               Miss Pure Tarçın

Tramisu

              Çalışan herkes için haftasonları çok kıymetlidir ve pazartesinden cumayı hayal etmeye başlarız.Bu kadar yoğun bir haftasonu uzun süredir geçirmemiştim.Bu haftasonu kurs,arkadaşlarla görüşme ve yarın beklediğinmiz misafirler için yemek yapmakla geçti.Bu satırları yazarken de bir pazartesi sendromu başladı.
              Yarın gelecek misafirler için ben yemeklerden sadece barbunya pilaki ve tramisuyu yaptım.İtalyanların meşhur tatlısı tramisu; hem lezzeti hem de yaza girdiğimiz bu günlerde yemeklerde tercih edilebilecek hafif bir tarif.Bu seferki niyetim tramisu'yu İtalyanların yaptığı gibi yapmaktı.Onlar malzemeleri pişirmiyorlar.Yumurta şeker ve mascarpone peynirini çırparak yapıyorlar.Kedidili bisküvisi almak için gittiğim markette mascarpone'nin fiyatını görünce(500 gr 38 TL)gözünü sevdiğimin labne peyniri demekten kendimi alamadım ve türk usulü tramisuyu yapmaya karar verdim.
               Tarifi bir ölçü olarak veriyorum ama ben en büyük borcama yaptığım için iki ölçü yaptım.Az sayıda kişiye yapılırsa kase veya kupa yapmakta sunum açısından şık olacaktır.Afiyet olsun...


                                                                     

                MALZEMELER


           
                Muhallebi İçin;
               
                1 Paket Kedi dili Bisküvi (Savoiardi bisküvi)(Ben borcam için 2 paket kullandım)

                1/2 lt Süt

                7 Kaşık Tozşeker

                1,5 Kaşık Un

                1,5 Kaşık Pirinç Unu

                1 Paket Labne Peyniri (200 gr)

                1 Paket Vanilya


                Kedi dilini Islatmak İçin;

                2 Kaşık Nescafe

                2 Kaşık Toz Şeker

                1,5 Su Bardağı Ilık Su


                 Süslemek İçin;

                 2 Kaşık Kakao

                 Çikolata    

    
                1 Tatlı Kaşığı Konyak,Viski veya Badem likörü (Ben badem likörünü yakıştırıyorum ama evde kalmadığı için bu sefer koymadım.)

                
                Bir kaba sütü koyup yukardaki tüm malzemleri (vanilya hariç)katarak kısık ateşte muhallebi pişirilir.Ocaktan alınmasına yakın vanilya koyulur ateşten alınır.Muhallebi soğumaya bırakılır.Ara sıra karıştırılarak üzerinin kabuk tutması engellenir.İyice soğuyan muhallebiye labne peyniri ilave edilip mikserle çırpılır.
                Bir kasede tozşeker su nescafe tercih ediliyorsa yukardaki içkilerden biri karıştırılıp dizilen kedi dilleri ıslatılır.Üzerine labneli muhallebi dökülüp 2 kata kedi dilleri dizilir en son muhallebi konulup soğuması için dolaba koyulur.
                Servis yapılacağı zaman kakao tatlının üzerine elenir.Önceden elenirse muhallebi kakaoyu çeker.Çikolatalarla süslenip hazır hale gelir.


                                                                          Miss Pure Tarçın
             

İşte huzurun bir pazar günü bende şekil bulması..

Evet, evet..
Tam bir Starbucks tutkunuyum..
Şimdilerde iş yerime yakın bir lokasyonda Starbucks olmadığı için
Eskisi kadar çok tüketicisi olduğumu söyleyemeyeceğim ama
Özellikle üniversite yıllarımda
Starbuckslarda hazırladığım projeler güzel birer anı şimdi..

Toffee Nut Latte,
Starbucks'ın sadece Yeni Yıl'da menüsüne koyduğu özel bir ürün..
Keşke bütün bir yıl olsa..
Yazın Toffee Nut şurubuyla yapılan Frappucinodan mahrum kalıyoruz:)

Starbucks deyince asıl yazmak için oturduğum konuyu unuttum bir anda,
Başa dönersek;
Aylar sonra 1 pazar gününü evde kendimle baş başa geçirmek
Huzur demek benim için
Ve bu huzuru ancak böyle şekillendirebilirim;



Güneşli bir gün,
Aydınlık bir manzara,
Ruhuma renk katan bir ortam,
Sütlü - Toffee Nut Şuruplu French Press Kahve,
Güzel bir kitap..
Ve işte huzurun bir pazar günü ben de şekil bulması..

Miss Pure Vanilla

Balkon Mevsimi açılmıştır!

Öyle yoğun bir tempoda çalışıyordum ki,
Taşınma hazırlıkları başlamadan önce evimi görememiştim bile,
Annemler temizliğe başladığında gidebildim ilk defa,
Apartmanda oturan ilk kişi bendim sanırım,
Bir de apartman görevlimiz ve yöneticimiz..
Evime girdiğim ilk anda kocaman balkonları dikkat çekti,
Arkadaşımla salondan balkona doğru ilerledik,
O "Balkon çok büyük, nasıl temizlenecek?" derken
Ben "Tanrım burada harika mangal partileri olur" dedim..
--Ve işte gördüğünüz gibi
Aynı resme bakan iki kişinin
Bakış açısı farklılığının en temel örneğini görmüş olduk:) --
O yaz evimde klima olmadığı için
Zamanımın büyük çoğunluğunu balkonda geçirdim,
Hayal ettiğim gibi harika mangal partileri vermedim tabi ama,
Harika ötesi nargile şölenleri yaptığımızı söyleyebilirim..

O zamandan bu zamana 3. yazımı yaşayacağım balkonumda,
ve 2011'in balkon mevsimi
15.05.2011 tarihi itibari ile açılmıştır..

Bugün bu yılın ilk balkon sefasını yaptım,
Tek kişilik kahvaltı soframla..


İzmir'de yaşamanın en güzel yanlarından biri de bu işte,
Soframda gördüğünüz yumurtalar köy yumurtası, dayımların kümesinden..
Zeytinler ve domates annemin özenle baktığı bahçesinden,
Zeytinyağı sevgili Akhisar'lı müşterimin özel hasatından,
Roka, nane ve fesleğen benim balkon bostanımdan..
Peynir Citta Slow Seferihisar'ın meşhur Şarküterisinden..
Nar ekşisi Hatay'dan..
Ve işte tüm bunların benim sevgim ile renklendirilmiş hali
Miss Pure Vanilla'nın Organik Pazar Kahvaltısı..

Keyifli Pazarlar..

Ruhunuzdan vanilya kokusu eksik olmasın..

Miss Pure Vanilla

14 Mayıs 2011 Cumartesi

CHOCOLAT





                  Bir cumartesi akşamı güzel bir filmden daha iyisi olamaz.Bende birazdan bir film koyacağım.Hatta
Miss Pure Vanilya da bir film izliyor şarap eşliğinde.Bende çikolata eşliğinde bir film izlemeyi düşünüyorum.:)İzlediğim filmlerde mutfak sahneleri çok hoşuma gider benim.Özellikle romantik komedilerde bolca kullanılır mutfak görüntüleri.
                 Önereceğim film; Çikolata(Chocolat)2000 yılında romandan uyarlanan bir  film.Johnny Depp ve Juliette Binoche'nin oyunculukları ve görsel çikolata şöleniyle izlemeyenlerin izlemesi benim gibi izlemiş olanlarında arşivinde bulunması gereken bir film.
                 Küçük bir Fransız kasabasında; küçük bir çikolata dükkanı açan anne kızın hikayesini anlatan filmde çikolatayla hayatı değişen insanlara tanık olucaksınız.Çikolatanın afrodizyak etkisi de filmde pas geçilmemiş bir ayrınt:)
                 Filmin çikolatasız izlenmemesi önerilir:)Hayat çikolata koksa!!!İyi seyirler.

Akdeniz Sandwichi




                Bugün fena halde karnım acıkınca yukarıdaki sandviçleri yaptım.Miss Pure Vanilya ile adını Akdeniz  Sandwichi  koyduk.Ben sadece kendime kadar yaptım.Diyet yapanlar için çok güzel bir ara öğün olabilir.Ayrıca sabah kahvaltısında tercih edilebilir.Beş çayının yanınada çok yakışacağını düşünüyorum.


              MALZEMELER

              Kepek Ekmeği

              2 Dilim Beyaz Peynir
           
              2 Dilim Tulum Peynir

              2 Dilim Kaşar Peynir

              1 Domates
    
              1 Sivri Biber

              2 Kaşık Haşlanmış(Konserve olabilir) Mısır

              5 Tane Siyah Zeytin

              5 Yeşil Zeytin

              Zeytinyağı,Kekik

       


             Bir kaseye beyaz peynir,tulum peyniri domates küp küp doğranır.Sivri biberler halka şeklinde kesilir.Siyah ve yeşil zeytinlerin içi çıkarılıp kaseye eklenir mısırlar içine atılır.Üzerine zeytinyağı gezdirilip kekik serpilir.Kepek ekmeklerine yapılan harç doldurulur kaşar peyniri üzerine koyulup fırına verilir.Kaşar peyniri eriyince servis tabağına alınır.Afiyet olsun.

              Mutfağınızdan vanilya ve tarçın kokusu eksik olmasın...

                                                                                       Miss Pure Tarçın

Yayla Çorbası

Ben küçükken hiç çorba sevmezdim,
Annem zorla yedirmeye çalışırdı,
Şımarık şımarık püskürtürdüm,
Zaten ağzımı bir kapattım mı,
Kerpetenle bile açmak mümkün değildi..

Sonra büyüdüm,
Ağzımın tadı da, alışkanlıklarım da değişti..
Çorbayı, hele de soğuk kış günlerinde sıcak çorbayı sevmeye başladım zamanla..
Hatta eskiden ağzıma koymadığım bir çok yemeği yemeye başladım..
Çorbayı sevdikçe,
Tariflerime ve mutfağıma da ekledim bir çok çeşidini..

Bizim şirkette de çorbaları güzel yaparlar,
Bir tanesi hariç,
Yayla çorbası..
Ben yayla çorbasını bol yoğurtlu ve ekşili severim..
Geçen gün yemeğe çıktığımda menüde yayla çorbasını görünce
"Ama ben kendi yaptığım yayla çorbasından istiyorum!" diye söylenmelerimin üzerine,
Arkadaşlarımdan biri,
"Bana da verir misin şu çok övdüğün tarifi,
Benim kız çorbayı çok seviyor, bakalım övdüğün kadar var mıymış" deyince
Tarifi hem onunla paylaştım,
Hem de bugün eve gelir gelmez kendime o pişirdim..
İşte tarifi;

2 lt. ayran
3 kaşık yoğurt
1 kaşık un
1 yumurta
1 çay bardağı pirinç
2 yemek kaşığı tereyağı
Kırmızı biber, nane ve tuz



Un, yoğurt, yumurta ve pirinç bir tencerede karıştırılır, orta ateşe konulup devamlı karıştırılırken ayran da üzerine eklenir..
Kaynayıncaya kadar hep aynı yönde tahta kaşıkla karıştırılır..
Kaynadıktan sonra küçük ateşe alınır ve pirinçler uzayıncaya kadar pişirmeye devam edilir..
Farklı bir tavada tereyağı içinde kırmızı biber ve nane yakılır ve çorbaya karıştırılır..
En son tuz eklenir ve sıcak sıcaaak sevgiyle servis edilir..



Resimde gördüğünüz İzmir'e özel kimi yerde eroin, kimi yerde atom, kimi yerde de terleten olarak anılan rakı dostu mezenin tarifini de daha sonra bir rakı masası muhabbetinde veririm:)

Mutfağınızdan tarçın, ruhunuzdan vanilya kokusu eksik olmasın :)

Miss Pure Vanilla

Kalyon

Hep kendi hikayelerimiz,
Kendi marifetlerimizi paylaşmak olmaz tabi..

Biraz da başkalarının eserlerine yer vermek lazım..

İşte öyle bir mekan..

Kalyon..

Resim alıntıdır.

Yıllardır hatta 33 yıldır (Tanrım benden bile eski:) ) aynı yerde
İzmir'lilere alışılmışın dışında samimi ve sıcak hizmet sunan Pub..
Yaş ortalaması yüksek,
Ama müdavimleri çok,
Pazarları hariç,
--Zira pazarları kapalı olduğunu,
Bir pazar ben susamlı çıtır balık yemeliyim diye
Karşıyaka'dan Alsancak'a geldiğimde tecrübe ederek öğrenmiş olduğum mekanda--
Haftanın her günü özellikle iş çıkışları aynı simaları görmek mümkündür.
Kulağınıza çalınan müzikler de en az mekan kadar kalitelidir..
Sizi alır götürür,
Unuttuğunuz klasikleri hiç ummadığınız bir anda duyduğunuzda nerede olduğunuzu hatırlar,
Mekanın sahiplerine "iyi ki varsınız" diye kadeh kaldırırsınız..
Zira babadan oğula nesillerdir geçen
Ve her yeni neslin de Kalyon geleneğini özenle sürdürdüğünüz mekanın
Son nesli sevgili Oğuz da mekana keyif katan isimlerden..

Her cumartesi iş çıkışı gittiğim ve bilgisayaramı açıp haftalık raporlarımı hazırladığım mekanda
Susamlı Çıtır Hamsi ve Miller ikilisi ise mükemmeldir..
Hatta sizin için resmini de çekmiştim ama telefonuma kayıt etmeyi başaramamışım,
Bir sonraki cumartesi keyfinde eklerim:)

Mutfağınızdan tarçın, ruhunuzdan vanilya kokusu eksik olmasın..

Miss Pure Vanilla

10 Mayıs 2011 Salı

Mutfaktan Festivale

 
            Jazz festivali'nin geçmiş yıllardaki bir afişine rastladım da ilgimi çekti.Mutfak gereçleri sadece yemeğe değil sanata da ilham verebilirmiş.Pardon iyi bir yemekte sanattır değil mi?

Üzümlü Kayısılı Kek

     Vanilya tarçın olur da kek olmaz mı.Tam da herkes benden kek isterken yorgunum nidalarıyla kendimi Buika eşliğinde kek tarifi yazarken bulmaksa trajikomik.Neden mi?Bu aralar kek yiyemezken yazmak tam bir ızdırap.Isınacağını ümit ettiğimiz günler için rejimler devam ederken; üzüm ve kayısıyı sadece ara öğün olarak birkaç taneyle sınırlı olarak yiyen ben itiraf ediyim ağzım sulanarak yazıyorum.Gönül isterdi ki bir beş çayında bir dilim üzümlü kayısılı kek mideye inse...Bir de tomurcuklu dumanı üstünde tüten  çay...Şimdi tarifi veriyorum sadece.Resim  bir kaçamak gününde çekilmek üzere sözüm olsun.Kek hamurunda margarin yerine zeytinyağı kullanılmasıyla oldukça  hafif ve sağlıklı.Ayrıca fırının kapağını açınca o müthiş kokuyu belirtmeden geçemeyeceğim.(Daha önce tarifi yazıp söz verdiğim üzümlü kayısılı kekin fotoğrafını bugün ekliyorum:)


                                                                    



                 MALZEMELER
                
                 4 Yumurta

                 1 Bardak Tozşeker

                 1 Bardak Süt
                 
                 1 Bardaktan 2 Parmak Eksik Zeytinyağı

                 1 Limon Kabuğu Rendesi
                
                 Yarım Limon Suyu
                
                 3 veya 3,5 Bardak Un

                 1 Bardak Haşlanmış Kuru Üzüm
          
                 1 Bardak Kuru Kayısı (Sıcak Suda 15-20 dk Bekletilmiş)

                 1 Tatlı Kaşığı Tarçın

                 1 Paket Vanilya

                 1 Paket Kabartma Tozu

                
                  Bir kapta uumurta ve şeker çırpılır.Zeytinyağı, süt ve limon rendesi sırasıyla ilave edilerek mikserle iyice çırpılır.Kabın içinden mikser kekin çökmemesi için çıkarılır.Tahta kaşıkla karıştırılarak sırasıyla un, limon suyu, kabartma tozu ve vanilya eklenir.Farklı bir kapta üzüm ve kayısı kek kalıbının dibine çökmemesi için una bulanır( üzerinde çok un kalmayacak sadece yapışmayacak kadar) ve kek karışımına ilave edilir.Önceden ısınmış fırında 25-30 dk pişirilir.Dilerseniz kontrolünü bir kürdan yardımıyla yapabilirsiniz.Afiyet olsun...
                   Mutfağınızdan vanilya&tarçın kokusu eksik olmasın...

                                                                                        Miss Pure Tarçın

            

Sıcak Şarap

Biliyorum,
Havalar ısındı..
Sıcak şarap mevsimi geçti,
Güneş, mevsim normallerinin altında olsa bile
Bizleri sıcaklığının etkisine almaya başladı..

Sıcak şarap,
O soğuk kış günlerinden,
Karlı manzaralardan kalma bir anı gibi,
Biliyorum..

Ama burası Vanilya & Tarçın..
Ve öncelikle vanilyalı ve tarçınlı tariflerden başlamak lazım..
Sıcak şarabın yanına vanilyalı tarçınlı kek tarifini sevgili Miss Pure Tarçın'a bırakıyorum..
İşte size sıcak şarap, vanilya ve tarçınlı..

1 şişe sek kırmızı şarap
2 çubuk vanilya
2 kabuk tarçın
1 elma
1 kök zencefil
1 portakal
50 gr soyulmuş badem
8-9 adet karanfil
2 yemek kaşığı esmer şeker..

Öncelikle şekerleri tencerenin dibinde karamelize ediyoruz,
Sonrasında tüm malzemeleri (elmayı ve portakalı dilimleyip üzerlerine karanfil batırarak) tencereye ekliyoruz..
Kaynama noktasına kadar kısık ateşte pişiriyoruz amaaa
Kesinlikle kaynamasına izin vermiyoruz..
Eğer kaynatırsanız alkol gider ve geriye sadece meyve suyu kalır..
Genelde fincanda servis edilir ama,
Ben şarap kadehinde rengini izleyerek içmeyi daha çok seviyorum..

İçinizin aşkla ve aşkınızın sıcak şarapla ısındığı günler dilerim:)

Mutfağınızdan tarçın, ruhunuzdan vanilya kokusu eksik olmasın..

Miss Pure Vanilla..

Selamlar,

Öncelikle yeni bir merhaba,
Hem sana sevgili dostum Miss Pure Tarçın,
Hem de sizlere..

Mutfak..
Mutlucuk Perisi'nin mutfağı ile başladım ben bu maceraya..
Ne zaman içim sıkılsa,
Ne zaman insanlara karşı öfkeyle dolsa içim,
Ya da ne zaman evde birileri bişeyler yapmamı beklese kendimi mutfağa attım ben..

Mutfağım sakinleştirdi beni,
Çoğu zaman güldürdü, eğlendirdi,
Kimi zaman kaçış yolu oldu..
Çünkü ben öyle ev işlerini seven bir kadın değilim,
"Biri ütü, temizlik vs vs mi dedi?
Hı?
Kim?
Nasıl?
Hımm?
Ben yeni bir tarif öğrendimi size yemek yapayım.."
Öyle ki ben 30 kişi için padişah sofrası kurabilirim,
Yeter ki kimse benden 30 m2lik bir alanın tozunu almamı istemesin..

Aslında bizim ailenin tüm kadınlarının marifetidir,
Kuzenlerimle bir araya geldiğimizde yapmaktan keyif aldığımız en güzel eğlencedir mutfak..
Gece 3'e kurulur saatler,
Yalnızca yemek yapmak için o saatte yataktan kalkan kaç kişi vardır ki?
Evet, biliyorum biz deliyiz..
Ama gecenin o saatinde yapılan yemeğinde,
İzlenen filminde,
Paylaşılan sevginin de eşi yoktur..

Annannem,
"Kızım, senin eline bıcak bile yakışmıyor,
Gören yumurta kıramaz sanır ama,
Sofraya koyduğun her şey 40 yıllık kadın elinden çıkmış gibi" der..
Evet, bıçaktan korkarım,
Ama yemek yapmak ve sunmak sanattır benim için..

İşte burası da bir sanat mekanı,
Çünkü güzel dostum Miss Pure Tarçın'ın güzel fikri ve enfes tarifleriyle,
Biz burada sizinle sevgimizi paylaşmak istedik..
Ve içine sevgi katılan herşey,
Bir sanattır..

Burası Vanilya ve Tarçın'ın yeri..
İçinde kimi zaman hüzün
Ama çoğu zaman keyifle yapılmış tarifleri barındıracak..

Ve Merhaba size,
Çünkü paylaşılmayan hiç bir sevgi, hiç bir emek çoğalmaz..

Sevgiyle ve tabi ki dostlukla..

Miss Pure Vanilla

8 Mayıs 2011 Pazar

MUTFAK MACERASI

      Babama göre; harikalar yaratan biriymişim ama canım istediğinde.Haksız sayılmaz.Özellikle çalışan olunca , mutfağa girmek biraz canının istediği zamanlara denk geliyor.Ancak mutfağa girincede çıkmak bilmeyenlerdenim.Aslında bir nevi terapi mutfak seansları.Dışardaki hayatın dondurulduğu,size ait taze eselerin çıktığı özel alan.
      Tanıdığım her kadın da o özel alana pek kimseyi sokmaz, sırlarını vermez.O yüzden pek çok eksik tarif pek çok hüsran getirir.Eksik tarifler el farklılığına yorulur çoğu zaman.
       Benim de izlemekle başlayan mutfak maceram herkes gibi makarnadan başladı.En büyük mutfak kabusum ise(yerlere saçtığım pirinçleri,ocağa taşan yemekleri,kırılan bardakları saymazsak)adını hatırlamadığım bir dergiden yapmaya kalkıştığım danimarka kekiydi.İlk kek pişirmemdi ve kek kaptan sadece 2 cm yükselmişti.Bildiğimiz kekler hamurunun iki katına çıkar değil mi?Hala bilmiyorum tarif mi yanlıştı kekin özelliğimi.Babam 'Çok güzel olmuş kızım'diyerek yemişti beni kırmamak adına.Zamanla mutfakla biraz daha haşır neşir olunca okuduğum tariflere yorum getirebilir oldum.Yemeği pişirirkende anlık (onu ona katıştırma)fikirler güzel sonuçlar verdi.
       Yemeğe dair iki şeyi unutamam; üniversite hayatımda su ısıtıcısında pişirip salçayla harmanladığım makarnayı egenin yeşil mandalinasının katıldığı herkesinin elinin değdiği hala tadı damağımda kokusu burnumda kalan kısırı...
       İşte o Ege'nin mandalinalarının sahibi; Miss Pure Vanilla...
       Yıllar önce kesişen hayatımız süren dostluğumuz bugün ortak bir fikri yarattı. 'Vanilya&Tarçın' Her ikisininde keskin bir kokusu vardır az koyarsanız tadını almaz kokusunu duymazsınız, çok koyarsanız acı kekremsi bir tat olabilir kararında olursada tadından yenmez hayat gibi...
        Mutfağınızdan vanilya ve tarçın kokusu eksik olmasın.

                                                                                                        Miss Pure Tarçın