1 Aralık 2011 Perşembe

Yine, yeni, yeniden merhaba..

Eveeet, uzun süre sonra tekrar buralardayım..
Biliyorum, biliyorum Sevgili Miss Pure Tarçın kızgın bana,
Hatta öyle çok kızgın ki;
Kızgınlığından o da yazmaz oldu amaaa,
Ben de kırgınım ona,
Ne hayırsız çıktı, bilemezsiniz..

Neyseee,
Şöyle bir baktım da,
Hazirandan beri yazmamışım,
En son yazımda da James Blunt konserinden bahsetmişim..
Ne güzel konserdi o..

Hazirandan bu yana,
Önce kocamaan bir yaz hatta güz geçmiş..
Gönülden de hep yazlar, kışlar, güzler geçermiş..
Sonra yoğun bir sezon geçmiş,
Hedefler, gerçekleşenler diye didinilmiş durulmuş..
Bitmiş mi?
Ne zaman bitermiş ki?
Daha şimdiden yeni hedefler yazılır çizilir olmuş.
Kimi mutluluklar olmuş, kimi hüzünler,
Kırgınlıkların yerini sevinçler almış bazen,
Ya da umutların yerini hayal kırıklıkları..

Hazirandan bu yana,
Günler geçmiş..
Mevsimler dönmüş,
Hayatlar değişmiş,
Olurlar olmaz olmuş,
Olmazları kurtlar kapmış,
Kurtlar dağa  kaçmış..
Dağlar uzak olmuş,
Uzaklar yakın olmuş..
Yakınlar, yaklaştıkça ateş olurmuş..
Ateş yüreğe düşünce insanlar yanarmış..
Ateşi öyle tılsımlı bir ateşmiş ki
İnsan yandıkça yanmak istermiş..
Yandıkça ne acı geçermiş, ne dert geçermiş ve öfke geçermiş..
Arada yalnızca zaman geçermiş..
Zaman..
Zaman geçtikçe gün geçermiş, ay geçermiş, yıl geçermiş..
Mevsimler geçer, hayatlar değişirmiş..

Hazirandan bu yana..
Zaman geçmiş..

Ve şimdi yine, yeniden, merhaba...

1 yorum:

  1. Ah sevgili Miss Pure Vanilla; bir bilseniz Haziran'dan bu yana ben de neler yaşadım:( Eminim hiç kimse güllük gülistanlık yaşamamıştır bu geçen zamanı, tıpkı bundan sonra da yaşamayacağı gibi. Hayat iniş-çıkışlar, sevinç-üzüntüler, güzellik-çirkinliklerle dolu. Belki de o yüzden bu kadar güzel:)) Kaleminize sağlık..

    YanıtlaSil