17 Temmuz 2011 Pazar

Annem Hakkında Herşey

           Bir pazar günü klasiğim film izlemek ve önermek...Benim için Avrupa sineması özellikle İspanyol Yönetmenler vazgeçilmezdir.Eğer bir film izlemekten söz ediyorsak Avrupa filmleridir.Benim için Hollywood filmleri aynı senaryolar üzerinde dönüp duruyor.
           Avrupa ise hem filmlere iyi bir dekor,hem de anlatılacak çok hikayesi var.Bir iletişim mezunu olarak erkek eksenli hikayeleri izlemekten ve aynı konulara bakmaktan fena halde sıkıldım.Erkek egemen hikayelere karşın o kadın hikayelerine dikkat çeken bir adam...
           Kullandığı renklerin sıcaklığı, kadını anlatışı,hikayenin farklılığı çok farklı karakterleri bir araya toplamasıyla hem dahi bir yönetmen, hem de her filmi arşivlik..Bir filmini izlediğinizde ikinci filminde onun filmi olduğunu anlarsınız.Akademi (Oscar) ödülü dahil pekçok ödül alıp pekçok ödüle de filmleriyle aday oldu.Onun adı Pedro Almodovar...
           Yıllar önce onu ilk keşfettiğim, hayranı olmama ve diğer filmlerini izlememe sebep olan 1999 yapımı filminden söz etmek istiyorum.Annem Hakkında Herşey (Todo sobre mi madre)...



                                                                            
              Manuela ve oğlu Estaban birlikte hayatlarına devam ederken Estaban'ın bir arabanın önünde biten hayatı Manuel'yı geçmişin izlerini bulmak için Barcelona'ya sürükler.Oğlunun üzüntüsünü yaşadığı süreçte bir travesti,hamile bir rahibe,ve iki artistle yolu  kesişince geniş bir aileye sahip olur.Geçmişle şimdi ve gelecek iç içe geçecektir.
              Filmi çok fazla anlatmak istemiyorum.Almodovar hem yazdığı hem yönettiği bu filmde; öyle karakterleri öyle bir kabullendiriyor ki...Bir yandan hüzün anlatılırken asla bunu malzeme yapmıyor.Nasıl ifade edebilirim bilmiyorum ama bir yanda dram varken bir yandan da üzerine sırıtıyorsunuz.
              Oyuncuların da hakkını vermek istiyorum.Karakterleri çok iyi analiz edip kendilerini sıyırıp karakteri yansıtmışlar.
             Avrupa sinemasının böyle bir özelliği de var.Hollywood filmi izlerken hep bir kırmızı halı güzeli izliyorum sanki.Ancak Avrupa filmlerinde oyuncular karakterin gerisinde durabiliyorlar.
             Almodovar her filminde karakterleri saf iyi saf kötü olarak yansıtmıyor.Her karakterin kötülüğünü iyiliğini iç içe veriyor.Bir erkek gözünden bir kadını çok başarılı anlattığını düşünüyorum.
             Filmde verdiği detaylarsa film kadar sarsabilir insanı...
             Örneğin Manuela organ bağışı için çalışan bir hemşire ve oğlu ölünce organlarını bağışlıyor.
             Filmi çok anlatmak istemiyorum diyorum ya Almodovar farklı bir yönetmendir.Kendiniz keşfetmeli kendiniz yorumlamalısınız.Onun bir özelliği de seyircisinin kendi yorumuna izin verecek sahneler çekmesi.O yazmış yönetmiş ama fikir seyircinindir...
             Mısırınızı patlatın ve izleyin.İyi seyirler...İyi haftalar...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder