8 Mayıs 2011 Pazar

MUTFAK MACERASI

      Babama göre; harikalar yaratan biriymişim ama canım istediğinde.Haksız sayılmaz.Özellikle çalışan olunca , mutfağa girmek biraz canının istediği zamanlara denk geliyor.Ancak mutfağa girincede çıkmak bilmeyenlerdenim.Aslında bir nevi terapi mutfak seansları.Dışardaki hayatın dondurulduğu,size ait taze eselerin çıktığı özel alan.
      Tanıdığım her kadın da o özel alana pek kimseyi sokmaz, sırlarını vermez.O yüzden pek çok eksik tarif pek çok hüsran getirir.Eksik tarifler el farklılığına yorulur çoğu zaman.
       Benim de izlemekle başlayan mutfak maceram herkes gibi makarnadan başladı.En büyük mutfak kabusum ise(yerlere saçtığım pirinçleri,ocağa taşan yemekleri,kırılan bardakları saymazsak)adını hatırlamadığım bir dergiden yapmaya kalkıştığım danimarka kekiydi.İlk kek pişirmemdi ve kek kaptan sadece 2 cm yükselmişti.Bildiğimiz kekler hamurunun iki katına çıkar değil mi?Hala bilmiyorum tarif mi yanlıştı kekin özelliğimi.Babam 'Çok güzel olmuş kızım'diyerek yemişti beni kırmamak adına.Zamanla mutfakla biraz daha haşır neşir olunca okuduğum tariflere yorum getirebilir oldum.Yemeği pişirirkende anlık (onu ona katıştırma)fikirler güzel sonuçlar verdi.
       Yemeğe dair iki şeyi unutamam; üniversite hayatımda su ısıtıcısında pişirip salçayla harmanladığım makarnayı egenin yeşil mandalinasının katıldığı herkesinin elinin değdiği hala tadı damağımda kokusu burnumda kalan kısırı...
       İşte o Ege'nin mandalinalarının sahibi; Miss Pure Vanilla...
       Yıllar önce kesişen hayatımız süren dostluğumuz bugün ortak bir fikri yarattı. 'Vanilya&Tarçın' Her ikisininde keskin bir kokusu vardır az koyarsanız tadını almaz kokusunu duymazsınız, çok koyarsanız acı kekremsi bir tat olabilir kararında olursada tadından yenmez hayat gibi...
        Mutfağınızdan vanilya ve tarçın kokusu eksik olmasın.

                                                                                                        Miss Pure Tarçın

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder